20 Kasım 2008

Tuvalette düşünülenler: Geçmişi görmek

Yıllar önce bir arkadalımın ortaya attığı bir fikirdi, diyelim ışıktan çok daha hızlı gidebiliyoruz ve elimizde istediğimiz mesafeyi görmek için kullanabildiğimiz üstün bir dürbün var. Eğer ışıktan daha hızlı bir şekilde Dünya'dan uzaklaşabilirsek, bu dürbünle Dünya'ya bakarak geçmişi görebiliriz. Burada Görelilik Kuramı ve sonuçlarını tamamen yok sayıyorum. Işığı, ses gibi, sınırlı hıza sahip bir dalga olarak görüyorum. Bu gerçekdışı varsayımı yapmazsak yazdıklarımız tamamen saçmalama olur(aslında hala öyle).
Peki, diyelim benim canım sıkıldı, zamanı geri sarmak istiyorum. Olayları aynı hızda fakat tersten görmek için ne yapmam gerek? Hangi hızda uzaklaşmalıyım? Bu tür durumlarda ışık gibi sürekli bir akıyı ayrık olaylar olarak görmek yardımcı olabiliyor. Diyelim herhangi bir olaya değil de, saniyede 50 kare gösteren bir televizyon ekranına bakıyoruz. Ekrandan kareler, ışık hızından bağımsız olarak, benim gözüme saniyede 50 tana gelecektir. Ben aynı hızda fakat tersten görmek istersem, saniyede 50 kare geri gitmem gerek. Bunu, televizyondan(ya da izlediğim olaydan) ışık hızının iki katı bir hızla uzaklaşarak yapabilirim.
Daha tam uyanmadan tuvalette oturmak tuhaf oluyor.

10 Kasım 2008

Ata'yı anmak

Çok hoşuma giden bir resmi paylaşmak istiyorum:

21 Ekim 2008

Yeni Ubuntu için geriye sayım


(Her gün güncellenir)

19 Eylül 2008

Ekşi sözlük feragatnamesinden

aynen alıntıdır:

"...devlet tarafindan atanmis bir kurumun internet uzerinde kimin hangi bilgiye ulasip ulasamayacagina karar vermesi insan haklarina aykiridir. web siteleri kullanicilarin istekleri dogrultusunda baglandiklari yerlerdir. kullanicilar isterlerse bir web sitesine baglanmayabilirler. bu gucleri ve imkanlari mevcuttur. bir kullanici bir siteye baglanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkidir. baglanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkidir. halkin kendisine hizmet etmesi icin gorevlendirdigi kurumlar hadlerini asip halka neye ulasip ulasmayacagini bilmeyen cahil cuhela muamelesi edemezler. ebeveynlerin cocuklarini sakincali iceriklerden korumasi icin cok sayida bedava ve ucretli yazilim mevcuttur. bu yazilimlar bir web tarayicisini kullanmaktan daha karmasik teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini kucuk dusurmesi ve ebleh yerine koymasi yasaktir."

16 Eylül 2008

Bir Pixar Şaheseri: Wall-e

Anlatılamayacak kadar güzel bir film Wall-e. Pixar'ın son eseri. Film 2008'de tamamlandı ve gösterime girdi ama aslında fikir 15 yıl öncesine dayanıyor: Dünyada hiç insan kalmadıktan sonra, çalışır durumda kalmış tek robot ne hisseder?

Film, geleceğin çöplük olmuş dünyasında başlıyor. Tüm insanlar terketmiş, tüm makineler bozulmuş, tek bir makine işini bıkmadan devam ettiriyor: çöp öğütücü Wall-e. Derken bir gün Eve geliyor, ve hiç bir şey eskisi gibi olmuyor.

Karakterler mükemmel bir şekilde canladırılmış. Robotların mekanik yüzlerinde duygular harika bir şekilde yansıtılmış. Kelimesiz diyaloglar kelimelerden daha anlamlı olmuş. Teknolojinin ve tüketim alışkanlıklarının insan üzerindeki etkisine çarpıcı bir şekilde değinilmiş. Bütün bunlar harika bir hikaye ve mükemmel ayrıntılar ile işlenmiş.

Her yaştan insanın izleyebileceği, her yaşta insanın farklı bir şeyler bulacağı bir eser olmuş. İzlemezseniz inanın çok şey kaybedersiniz.

23 Ağustos 2008

Openmoko İle OpenStreetMap'a katkıda bulunmak

Burada anlatıldığı üzere gayet basit.

18 Ağustos 2008

Özgür haritalar

Dünyanın bütün sokaklarını bir haritada toplamayı amaçlayan bir proje var, burada.
Açık bir proje olduğu için katkılara ihtiyacı var. Eğer araç sürerken kullandığınız bir navigasyon cihazı varsa, düzgün harita sahibi olmanın önemini biliyorsunuzdur. Eğer uygun haritaları satın almışsanız, bilmediğiniz yerlerde bu cihazlar rahat nefes almanızı sağlıyor.

Evde yollara bakarken kullanabileceğimiz Google Haritaları var, gayet de güzel bir hizmet. Ancak bu hizmeti, sadece Internet'e bağlıyken ve sadece Google'ın sağladığı arayüz ile kullanabilirsiniz. Şirketin sunduğu anlaşmaya göre Googleiın haritaları, hiç bir farklı yazılım içinde kullanılamaz. Sadece Google haritaları değil, varolan hemen her harita birilerinin 'fikri mülk'ü, bu yüzden 'amacı dışında' kullanılamaz. Örneğin İTÜ Uydu Yer İstasyonunda da, uygun kaliteli harita bulma sıkıntısı yüzünden, uydulardan gelen verileri işlemekte sıkıntı çekiyorlardı. Oradaki komşu olan 'Asker'den de(İTÜ Ayazağa Kampüsünün komşusu Kolordu) harita istendiğinde, eldeki haritalar stratejik sır olduğundan paylaşılmamıştı.

Open Street Map projesinin amacı da, özgür alternatifi sunmak. Örneğiın Tango GPS uygulaması, varsayılan ayar olarak, harita bilgilerini Open Street Map projesinden indirip kaydederek yolunuzu bulmanızı sağlıyor. Creative commons lisansıyla sunulan açık haritaları her türlü uygulama serbestçe kullanabilir. Yalnız Türkiye'de harita bilgisi bayağı bir eksik. Hollanda'nın 200 000 kişilik şehri Eindhoven'ın bütün ara sokakları ayrıntılı bir şekilde sisteme dahilken İstanbul'da sadece otoyolların gözükmesi beni üzdü.

Benim gibi haritaları seven ya da ihtiyacı olan ve zaman ayırabilecek herkes, kendi bildiği yerleri işlerse, güzel ve kullanışlı haritalara kavuşacağımıza inanıyorum. Ayrıca GPS özelliğine sahip cihazı olanlar, bildiğim kadarıyla, fareyle yol çizme derdi olmadan, geçtiği yolları kaydederek de katkıda bulunabiliyorlar. Yani sadece gittiğiniz yolları kaydedip yükleyerek de katkıda bulunabilirsiniz. Eğer GPS cihazınız yoksa da sorun değil, sitenin düzenleme uygulaması arkaplanda uydu fotoğrafları sunuyor. Bu fotoğraflar üzerinde fareyle çizim yapmak mümkün.

EK: Google Maps kullanıcı sözleşmesinden alıntıdır
" Except where you have been specifically licensed to do so by Google, you may not use Google Maps with any products, systems, or applications installed or otherwise connected to or in communication with vehicles, capable of vehicle navigation, positioning, dispatch, real time route guidance, fleet management or similar applications."

04 Ağustos 2008

Eski icraatlarım

GP2X için yaptığım iki eğlencelik "hack" var. Yapalı bir buçuk yılı geçmiştir herhalde. Birincisi, USB üzerinden besleme, diğeri ise "Breakout Box" için tahta kutu.

O zamanlar, bilgisayarı tamamen açmadan USB kapısına güç verebilen ilginç bir dizüstü bilgisayarım vardı(ASUS L4R). Diğer yandan ben de farklı bir şeyler ortaya çıkarmak istiyordum. Şarjlı pillerimin bittiği bir ara basit bir USB besleme devresi yapmaya karar verdim. Elektronikten çok fazla anlamıyorum ancak bir besleme devresi pek karmaşık değildir zaten. Devreyi ilk GP2XTR wiki sayfasında tanıttım. Devre elimi yakmadan 15-20 dakika çalışıp sıcaklığı sabitlenince, ısı sorunu çıkarmayacağına emin oldum.

GP2X için bir adet "Breakout Box" almıştım, o zamanlar çıplak bir kart olarak satılıyordu. Bu haliyle bozulmaya açık bir durumda olduğu için onu bir kutuyla kapatmaya karar verdim. Bir de kutuyla beraber kullanırken GP2X süzgün dursun diye bir kaç K'nex parçasından bir ayaklık yaptım. Resimler aşağıda:

Geri kalanı burada.

22 Temmuz 2008

İlk yazı

İlk yazım, burada yazacak olan kişiyi tanıtan bir şey olsun bakalım.
İTÜ Telekomünikasyon Mühendisliğini bitirmiş olan yazar, şu anda Hollanda'da Gömülü Sistemler üstüne yüksek lisans yapıyor. Oradan alacağını aldığına kanaat getirdiğinde dönmeyi ve esas hayatına Türkiye'de atılmayı istiyor. Bilim, teknoloji ve biraz da matematiğe ilgi duyuyor, yazılarının çoğunlukla bunlarla ilgili olmasını planlıyor.
Ayrıca gezmeyi seviyor, Avrupa'da geçici olarak bulunduğu süreyi, bu kıtadaki görmeye değer yerleri gezmek için bir fırsat olarak görüyor. Bulabildiği zaman ve öğrenci bütçesinden ayırabildiği parayı, dünyayı görmek için harcamayı seviyor.
Bu günlüklerin yazarı bir de dilini çok seviyor; anlatımına, yazımına ve cümlelerinin yapısına özen gösteriyor. Kullandığı bilgisayarın tuştakımından dolayı bazen yazılarını Türkçe değil de "Turkce" yazıyor, bundan çok memnun olmadığı halde ama her zaman düzeltmeye vakti olmuyor. Ayrıca gördüğünüz her türlü hatayı ve yanlış bilgiyi(yazım ve dilbilgisi hataları dahil), tespit eder ya da düzeltirseniz kendisi çok memnun olacaktır.